1.Dünya Savaşında, kuşatma altındaki Medine’yi savunan ordumuz ocak 1919’a kadar direnir. Şehrin can damarı hicaz demiryolu hattının kesilmesiyle artık kaçınılmaz olan teslimiyet sonrası Fahreddin Paşa ve askerleri Mısır’daki İngiliz esir kamplarına götürülecektir. Yüzbaşı Celal, esir kampına gitmek yerine çölü geçip evine gitmeye karar verir. Yenilmiş ve kutsal şehri kaybetmiş bir ordunun subayıdır. Geride onu hayata bağlayan tek varlığı kızı kalmıştır. Bu yüzden düşmanlar ve tehlikelerle dolu çölü aşmayı göze almıştır. Hicaz demiryolu hattını takip ederek yol alırken firari bir erle karşılaşır ve beraber istasyonlardan geçerek yolculuk ederler. Bir istasyon karakolunda Medine’ye ulaşmamış mektupların içinde, kızından gelen mektubu bulur. Kızı, yanına gelmek üzere bilet alıp yola çıkacağını yazmıştır. Sekiz ay önce yazılmış mektubu okuyunca kızı için endişelenen Celal, çölün kavurucu sıcağında açlık, susuzluk ve peşlerine takılan ve eski bir hesabı kapatmak zorunda olduğu bir düşmanla mücadele edecektir.