ŞEHRİN SAKİNLERİ
Film Özeti
Oğuz ve Fatih çocukluktan beri arkadaşlardır. 2020 yılında beraber bir eğlence sonrası bindikleri taksinin kaza yapmasından dolayı ikisi de engelli olmuşlardır. Oğuz tekerlekli sandalyeye mahkum olurken, Fatih koltuk değneğiyle topallayarak yürüyebilmektedir. Oğuz kazadan önce avukatlık yapmaktadır. Kaza ile beraber hayata küser ve mesleğini bırakmıştır. Covid-19 virüsü salgınından anne babasını kaybeden Oğuz, ailesi ile yaşadığı binanın en üst katında yaşamaktadır. Sena ismimde bir kız kardeşi vardır. Sena ve Oğuz aileden kalan gayrimenkuller sayesinde maddi durumları iyidir. Sena yaklaşık 1 sene önce evlenmiştir. Fatih ise Oğuz’u çok sevdiğinden dolayı onu yalnız bırakmama adına aynı evde yaşamaktadır. Fatih her zaman kısa yoldan gitmeyi, her zaman pratik bir yaşam tarzı benimsemiştir. Oğuz ve Fatih bir sabah kahvaltı yaparlarken birden bire bir alarm sesi duyarlar. Ambulans sandıkları sesin, asansörden geldiğini anladıklarında ise başlarından kaynar su dökülür. Bu durum binanın asansörü bozulmuş olduğundan evden dışarıya çıkamayacaklarının habercisidir. Oğuz her sabah gittiği parka gidemeyecekken, Fatih ise resim dersi aldığı engelli derneğine gidemeyecektir. Fatih’in uzun süredir Oğuz’a, kendilerine özel bir asansör yaptırmağı için tartışırlar. Fatih, Oğuz’u cimrilikle suçlamaktadır. Dışarı çıkma hayalleri suya düşen kahramanlarımız, evde zaman geçirmek zorundadırlar. Fatih, Oğuz’un tablosunu yapmaya karar verir ve işe koyulur. Resim çalışmaları başladığı sırada Oğuz’un kızkardeşi Sena eve gelir. Babadan kalma dükkanların kirasını getirir ve akşama yemek yapmak için hazırlığa başlar. Akşam olur ve yemeğe otururlar. Yemek esnasında çıkan tartışma sonucunda, Sena’nın kocası tarafından dolandırıldığı gerçeğiyle yüzleşen Oğuz, sinirli bir şekilde yemeği terk eder. İlerleyen saatlerde Sena ve Oğuz tüm olan bitenler üzerine sohbet ederler ve bu sohbetin sonunda Oğuz'un aklını, Sena’nın avukat tutmaması karıştırır. Oğuz yavaş yavaş avukatlığa dönüş için düşüncelere dalar. Bu arada asansör hala tamir olmamıştır. Asansör arızasının ikinci gün sabahına uyanan Oğuz, binadan gelen matkap sesleriyle birlikte arayışlar içerisine girer. Ellerinde kalan bir kaç arkadaşa haber verip kendisini dışarı taşımaları için çabalar. İsmail’e ulaşır. İsmail gün içerisinde eve gelir ama gelmeden önce sattığı aracının kaza yaptığı haberini alır almaz geldiği gibi hızlıca evden gider. Bina görevlisi Orhan’ı çağırırlar. Orhan ise başına ne geleceğini bildiği için boynuna taktığı boyunlukla beraber eve gelir. Orhan’ın bu halini gören Oğuz büyük hayal kırıklığına uğrar. Zorladığı tüm yolların tıkanık olduğunu gören Oğuz, kendilerine özel asansörü yaptırmak için ikna olmuştur. Bunun için Fatih’e asansörü yapacak kişiyi çağırması için baskı yapar. Fatih ise Oğuz’dan sakladığı yeni kız arkadaşını telefonuna “Asansörcü” ismiyle kaydetmiştir. Sonuç olarak Oğuz'un asla parasına kıyıp asansör yaptırmayacağına emindir. Bu yaşanan olumsuz durum karşısında Fatih, her zaman yaptığı oyalama ve üstünü örtme yoluna gider. İkinci gün kahramanlarımız için zorlu başlayıp, zorlu olarak devam etmektedir. Oğuz günün sonunda eski mesleğine dönmesinin başta Sena olmak üzere hem kendisinin hem de Fatih için iyi olacağını düşüncesine teslim olmuştur. Yeniden başlamak için kendisini hazırlayan Oğuz’un içini bir şüphe kaplar. “Her şey bir oyunsa...”