Ölü Ekmeği
Film Özeti
Sonsuzluk duygusu veren, cam gibi buz tutmuş göl üzerinde köylüler, yürüyerek kestirmeden kasabaya giderlerken buzun üzerinde ısırılmış bir kırmızı elma görürler. Elmayı almak için uzandıklarında elma uzaklaşır. Ya da her bakana gözükmez.Buz tutmuş gölün üzerinde ortaya çıkan bu ısırılmış sihirli elma bölgede büyük ilgi yaratmıştır. Bilge kişiler, usta halk ozanları elmanın sırrını çözmeye çalışırlar ama başaramazlar. Bu elmanın sırrını bilen bir kişi vardır ama o da kendini belli etmez. Isırılmış Kırmızı Elma ve bu sırrı bilen yaşlı köylünün öyküsüne geçtiğimizde, Hikaye Anadolu kırsalında 1960 yılların başında yoksulluk ve kuraklık içinde bir bölgede geçer. Yüksek yamaçlarda hayvan güden çocuklar aşağı ova köylerden öğlen vaktı dumanı tüten bir baca görürlerse orada ya düğün yada ölü ekmeği piştiğini bilirler. Çünkü oralarda sabah erken ve akşam olmak üzere sadece iki kez mutfak bacalarından duman tüter. Öğlen dumanı hangi köyden geliyorsa orada sıra dışı bir ocak yandığı bilinir. Oraya sırayla iki kişi nevaleci gönderilir ve şanslarına ne verilirse o nevaleyi getirip ortak bölüşülüp yerler. Mustafa bu çocuklardan biridir. Aynı zamanda o yörede tanınan bir halk Aşığının (USTA) yanında çıraktır. Çırak Mustafa, ustası gibi “Pir elinden AŞIKLIK BADESİ “ içerek “Hak Aşığı” olma hayaliyle yanıp tutuşmaktadır. Çünkü sevdalı olduğu kendinden büyük Gülbayaz’a türküler yakıp onu kendine bağlama sabırsızlığı içindedir. . Ya da aşkına karşılık bulamıyorsa, bu aşkla yanarak Pir elinden bade içmek onun derindeki hayalidir. Usta ve çırak Mustafa zengin bir ailenin düğünde çalıp söylemek için davetlidirler. Gittikleri yer elmaları ile ünlüdür. Dönerken sevdiği Gülbeyaz için bir elmayı cebinde günlerce saklar. Ama Gülbeyaz’ı artık göremez çünkü o başkasıyla nışanlanmıştır. Bu kızgınlıkla uzun süredir sakladığı elmayı yemeye niyetlenirken karşısında bir ak sakallı pir belirir ve ona “O elma sihirli bir elmadır. Onu kimin için aldıysan o yemelidir. Şayet sen yersen hiç bir hayalin gerçekleşmez” der. Mustafa Ustası’nın sert disiplininden bazen usanıp kaçarak arkadaşlarıyla birlikte yamaçlarda hayvan otlatıp onlarla zaman geçirmekten de geri kalmaz. Özellikle öğlen vakti duman tüten köylere nevale toplamaya gitme konusunda en hevesli olan da odur. Ama nevale için gideceği iki duman tüten köyde iki büyük sürpriz onu beklemektedir. Birinci duman sevdiği kız Gülbeyaz’ın düğün yemeğinin piştiği ocaktan, ikinci gideceği dumansa Ustasının ölümü üzerine pişen ekmek ocağından çıkmaktadır Bu iki acıdan sonra Mustafa hayalleri için sakladığı elmayı ısırıp göle atar. Elmanın düştüğü gölde zaman geçişleri ve filmin başında buz tutmuş göl üzerinde görünüp kaybolan elma sahnesine döneriz.