Filmin odağında, yıllar önce yaşanmış ama tamamlanmamış bir aşk hikâyesi vardır. Bir yandan emekli bir muhasebeci, diğer yandan sessizce hayatını sürdüren bir ev hanımı ikisi, geçmişte bir zamanlar yolları kesişmiş, fakat hayatın akışı içinde birbirlerinden uzaklaşmışlardır. Aradan yıllar geçmiş, hayat farklı yönlere savurmuş bu iki kişi beklenmedik bir şekilde yeniden karşılaşırlar. Geçmişte bir köşede saklı kalmış duygular su yüzüne çıkar. Bu beklenmedik karşılaşma, her ikisinin de hayatında bir dönüm noktası olur: eskiden kalan “ya olsaydıların yerini belki hâlâ sorusu alır. Sonuç olarak film, aşkın yaşı olmadığı üzerine bir hikâye anlatır kaybedilmiş görünen bir ilişki, yeni bir umutla yeniden canlanabilir mi? Ve geçmişin gölgesinde yaşarken bugünü nasıl tutabiliriz?