İki zoolog, soyu tükendiği düşünülen Anadolu parsının peşinde Anadolu’da bir yolculuğa çıkar. Veysel, çocukluğunda yüz yüze geldiği bu efsanevi varlığı Anadolu halkının ve kendisinin kaybettiği bir yanı olarak kabul etmiştir. Onu tekrar görebilmek kendisiyle yüzleşebilmesinin yegâne yoludur. Emre ise parsın kırk yıldır çekilememiş fotoğrafını çekebilmenin peşindedir. Pars, Emre için görsel bir avdır. Çektikleri karanlık fotoğraf onlara göre kesinlikle parstır ama bunu kanıtlamak fotoğrafı çekmekten daha zordur… Bürokrasinin duvarlarında karşılarına çıkan pars tahniti ise içlerini acıtır. Milli park izinleri olmadan yola devam ederler. Hacıbektaş’ta Veysel’in Emre ile paylaştığı sır her ikisini de değiştirir. Olmayan bir şeyi aramak onları da mı yok edecektir?