Doğa, geçmişte yaşadığı doğaüstü bir travmanın izlerini silememiş, hayatına işine ve ev arkadaşlarına tutunarak devam etmeye çalışan genç bir kadındır. Ancak geçmişin karanlık gölgeleri yeniden hayatına sızmaya başlar: Gördüğü kabuslar, gizemli çocuk sesleri, evde kendi kendine hareket eden nesneler ve en önemlisi, yıllar önce yaşadığı travmanın sembolü olan “kırmızı oyuncak” geri döner.Ev arkadaşları Fatma ve Duygu başlangıçta olanlara inanmaz, ancak Doğa'nın zihinsel çöküşüyle birlikte olayların ciddiyetini fark ederler. Psikolojik destek almaya başlayan Doğa, çocuk yaşta Ziffar adında güçlü bir cin tarafından hamile bırakıldığını ve doğurduğu bebeği mezarlık cinlerine teslim ettiğini hatırlamaya başlar. Bu travma sadece onun değil, dünyayı tehdit eden bir lanetin de başlangıcıdır.Paralel kurguda, dinler tarihi ve mitoloji uzmanı Prof. Adem ve asistanı İhsan, doğaüstü olayları araştırırken Ziffar’ın izine düşer. Araştırmaları, Adem’in eşinin ölümünün de bu lanetle bağlantılı olduğunu gösterir. Yolları Doğa’yla kesiştiğinde, yaklaşan ritüelin son bir gece içinde gerçekleşeceğini öğrenirler. Bu gece, Ziffar’ın soyundan gelen cinler, intikam almak için dünyaya geri dönmeye kararlıdır.Doğa, kendi geçmişiyle ve ihanetle yüzleşirken, Adem de kişisel kaybını anlamlandırmaya çalışır. Terk edilmiş bir hastanede gerçekleşecek olan ritüel gecesinde, her şey ortaya çıkar: Cin bebek geri dönmüştür… Daha güçlü, daha öfkeli ve hakkını almak için…