Ailesinden yıllardır uzakta, İstanbul’da yaşayan Zeynep evlenmiş ve bu evlilikten bir çocuk dünyaya getirecektir. Bebeğin doğumuna az bir vakit kala görüşmediği Antalya’da yaşayan ailesine bir video kaydı göndererek yanında olmasını ister. Her biri kendi dünyasında yaşayan aile bireyleri izledikleri duygusal video ile yola çıkmaya karar verir. Oyunculukla aklını bozmuş bir anne, boks maçlarında ringe çıkarak dayak yiyen ve bunu bağımlılık yapmış bir baba, ilaçların yan etkilerini görmek için çeşitli ilaçlar içen takıntılı bir dayı, ölmek isteyen karamsar bir kardeş ve yaptığı işe tövbe edip çıka gelen kiralık katil teyze… Emektar minibüsleri ile Antalya’dan yola çıkan aile dinlenmek için yolda denk geldikleri garipliklerle dolu bir otele yerleşirler. Bu garip otelde hiçbir şey olmadığı için akşam yemeği için otel civarında bir panayır görürler ve her bir aile üyesi orada kafasına göre takılır. İlaç takıntısı olan dayı, öksüren yaşlı bir adama ilacın iyi geleceğini düşünerek ilacı içirir. Oraların ağası olan bu yaşlı adam ilacı aldıktan sonra ölür. Ağanın adamları ve oğlu dayının peşine düşerken tüm aile kendini bir anda tehditlerin içinde bulur. Evin oğlu rehin alınarak kan parası istenir. Parayı bulabilmek için banka soyan aile kan parasını verir ve İstanbul yoluna devam ederler. Yolda ise kendilerini başından beri takip eden bir araba vardır. Belalı sandıkları bu adam ise yolda düşen bebek patiğini onlara vermek için peşlerinden giden obsesif bir vatandaştır. Araba uçurumdan düşer ve bebeğin doğumuna obsesif adam tüm aileyi yetiştirir. Mükemmel aile olduklarına kendi sıkışmış mutsuz dünyalarından çıktıklarında ulaşırlar ve hikayemiz için mutlu son, onlar içinse mutlu bir aile olabilmenin başlangıcıdır.