2018 eski bir İstanbul evi... Doktor Kemal evinde oturmuş kahve eşliğinde emekliliğinin tadını çıkarırken penceresinin önünde küçük bir kıza çarpan arabayı görür ve koşarak yardıma gider. Kızı kurtarmak üzere müdahalede bulunurken bir anda iç dünyasında geçmişe gider. 1993 yılında Hakkari de yaptığı şark görevi sırasında teröristlerce akarsuya dökülmüş olan bir kimyasal yüzünden başlayan salgın bütün köy çocuklarını hasta etmeye başlamıştır. Kemal de henüz karısının hamile olduğu haberini almışken yorgun bir günün ardından Valilik emri ile bir dağ köyüne çocukları muayene etmekle görevlendirilir. Görevlendirme için gittiğ köyde her çocuğu muayene etmiş hiç birinde hastalığa rastlamamıştır. Terörün yeni başladığı ve çok ağır şartların olduğu bir zamana denk geldikleri için ona eşlik eden askerler de kensini de risk altındadır. Bir an önce eve dönmesi gerekli olmasına karşın son anda çok ağır hasta bir kız çocuğuna rastlar. Onu hastahaneye götürmek ister ancak iş işten geçmiştir çünkü teröristler askeri aracı çalışmaz hale getirmiş ve sorumlu askerleri de şehit etmiştir. Artık tek şansları yardım gelene kadar hayatta kalmaktır. Yüzbaşının planları üzerine iki grup halinde köydeki iki telefonu da bulup destek isteyeceklerdir. Bunun üzerine operasyon başlar. İlk ekip telefonu bulmasına karşın teröristler telefonu keserler ve çatışma sırasında 3 askeri de şehit ederler. Askerler şehit olmadan bir sürü gerilla öldürse de hala bir kaç tane daha vardır. Yüzbaşı da kesilen telefon yüzünden yardım isteyemez ve doktorla küçük kızın da olduğu diğer askerlerle kaçış planı düzenler. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar kaçış planı uygulanırken kalan askerler ve en sonunda da yüzbaşı şehit olur. Doktor Kemal ölmeyi göze alarak kaçış planı yapar. Çocuk kucağında dağdan yürüyerek aşağıya inecektir. Bunun için son girdikleri evdeki terörist cesetlerinden aldığı elbiseleri giyer ve kızla birlikte yola çıkar. Bu uzun ve zorlu yolun sonunda bitap düşmüş olan doktor Kemal, onları durduran bir terörist ile büyük bir pazarlık ardından da büyük bir boğuşmaya girer. Sonunda teröristi öldürür. Ancak boğuşma sırasında patlayan tabanca küçük kızı öldürmüştür. Onu fark eden doktor kızı kurtarmak için elinden geleni yapsa da başarılı olamaz... Günümüzde kazada yaralanan ve ölümden kurtarmak için kalp masajı yaptığı ana geri döner... Kız bir anda gözlerini açar ve ağlamaya başlar. Kemal kızın gözlerini açması ile büyük bir şoka girer ve ağlayarak olay yerinden uzaklaşır. Ne yaptığını bilemez bir halde olay yerinden uzaklaşırken kendince aradan geçen 25 yıl nasıl kendini kandırdığını ve aslında her gün tekrar öldüğünü kendine itiraf edip ölen kızın adını haykırır... Nilüfer...