Film, 1987 yılında yaşanmış bir hayat hikayesi ile başlar. Bir anne, gece yarısı uyandığında bebeğini yanında göremez. Odasındaki bebeğin kanlı kundağından dolayı bebeğinin Al Karısı olarak bilinen Lilith tarafından kaçırıldığını anlar. Derya, çoğu gece, kabuslarında yakınlarındaki köylerindeki mağarada bir kadının yardım çığlıklarını duyar ve mağarayı görür. Eşi Ahmet ise onun bu durumuna üzülüyordur. Bu duruma gelmesindeki sebep birkaç ay önce, 1-2 aylık hamile olduğunu öğrendikten sonra karnındaki oluşmakta olan bebeğinin şüpheli ölümüdür. Bebeği öldüren ise musallat olan cinlerdir. Derya, bu ölümden hamile olan üvey ablası Pınar’ın büyü yaptırdığından şüphelenmektedir. Bebeğin anne karnındaki ölümüne çiftten daha çok aile dostları olan imam Arif Hoca öfkelenmiştir. Ona göre bu bebeğin doğması gerekiyordur. Bu sebeple de Pınar’a kin güder. Pınar’ın bebeği doğmuştur. O bebeği öldürmek için ilk önce Arif Hoca gider. Arif Hoca da özel güçleri olan ve ruh boyutu olarak da başka evlerde gezebilen biridir. Bebeği öldüreceği sırada bir şey fark eder ve öldürmek bir yana; bu bebeği diğer cinlerden de korumaktadır. Derya’nın kabusları sıklaşır ve eşi Ahmet ile mağaraya giderler. Derya özel bir gücü olduğunu keşfeder. Gözlerini elleriyle kapattığında etrafı daha farklı görüyordur. Bu özel gücüyle, mağarada bir parşömen bularak telefon programıyla yazıları okur. Kutsal sözlerle birlikte Lilith, içinde olduğu mağara ve kilitli kaldığı sandıktan kurtularak Derya’nın bedenine girer. Ahmet’in boğazını kırdığı bardağın camı ile kestirir. Özel gücünü kullanarak kendisi gibi esir tutulan cinlerin babası Samael’i kurtararak Ahmet’in bedenine girmesini sağlar. Böylece Ahmet ve Derya; Samael ve Lilith olmuşlardır. Lilith, ormanda 3 büyük cin kabilesini toplayarak, dünyadaki tüm cin kabilelerine emrini iletir. Cinlerle insanlar arasındaki savaş başlamıştır. Cinler, zayıf insanların zihnine girerek onlara cinnet geçirtip ölümlerine vesile olur. Yer yüzünde, psikolojik sebeplerle insan ölümleri artar. Lilith’in asıl hedefi Pınar’ın bebeğidir. Fakat bu durum; Lilith ile Arif Hoca savaşına dönüşür. İkisi de çok güçlüdür. Arif Hoca, telepatik olarak girdiği Pınar’ın evinden bebeği korumak amacıyla kendi evine kaçırır. Bebeği bulamayan Lilith, öfkeden deliye döner ve cin oğluyla birlikte Pınar’ı işkenceler çektirerek, korkuya sürükleyerek öldürür. Samael, bebeğin yerini bulmuştur fakat Arif Hoca’nın kim olduğunu öğrenince karşısında diz çöküp itaat etmiştir. İş birliği içinde, karısı Lilith’i Arif Hoca’ya yakalatır. Arif Hoca da zihinsel, bedensel ve enerjisel gücünü kullanarak Lilith’i yeniden mağarasına kapatır ve sandığın içine koyar. Önünde secdeye kapanan Samael’i doğrultarak, Lilith’in gözü önünde boğazını keser. Lilith, onun kim olduğunu anlar. Arif Hoca, aslında Adem’dir. Arif Hoca, kendisine itaat etmesini istediği Lilith, bu duruma yine karşı gelir. Arif Hoca da sandığın kapısını kapatarak Lilit’i yeniden sonsuz esarete mahkum eder.