Esma, otuzlu yaşlarının başında, güzel, ayakları yere sağlam basan, güçlü bir kadındır. Hayatı boyunca iyi okullarda okumuş, iyi yerlerde yaşamış, şimdi babasının avukatlık ofisinin ikinci patronu olmuştur. Esma, babası Çetin gibi hayatını adalete ve hukuka adamış idealist bir avukattır. Avukatlık ofislerinde sekreter olarak çalışan Fatma ile babasının gözlerinin önünde vurularak öldürülmesi sonucu hayatı altüst olur. Bu cinayeti çözmek ve babası hakkında basında çıkan asılsız iddialara bir son vermek için canla başla bu davayı çözmeye çalışacaktır. Bulduğu her ipucunda başka bir sır perdesi aralanacaktır. Herkesin iddia ettiği gibi babasının ölümünün namus cinayeti değil, insan kaçakçılığına göz yummaması nedeniyle öldürüldüğünü ortaya çıkartacaktır. Adliyeden babasının eşyalarını teslim almaya gittiğinde yolu genç avukat adayı Filiz’le kesişecek ve kendisine yol arkadaşlığı yapacak Filiz’ i de yanına alarak, adalet arayan kadınların sesi olmak için yola çıkacaklardır. Bu yolculukta gizemlerle dolu Serdar ve muhabir olan Selim’ de onlara eşlik edecektir. Esma ya geçmişte takılı kalacak ya da yoluna devam edecektir. Esma, ikinci yolu seçer. Üzerinde çalıştığı davaların yanı sıra, gönüllü olarak üstlendiği davalarla da ilgilenir. Esma’nın ilgilendiği dosyalardan biri de Filiz’in ölen kardeşinin davası olacaktır. Bu dosyaların birinde, sırlarla dolu bir suçu ispat eder. Bu başarı onun ‘sessizlerin sesi’ olması için ilk adımdır. Neredeyse her gün bir kadının öldürüldüğü ülkemizde, kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddetin boyut değiştirerek sürmeye devam edeceğini her fırsatta dile getiren Esma, kadınlara yalnız olmadıklarını, haklı mücadelelerinde yanlarında olduğunun mesajını verecektir.