Hayatta her insanın bir kaderi vardır ve bu kader gideceğin yolu belirler. Bizim Sefer’inde kaderi köyünde anasız babasız yalnız büyümektir. Babasının yakın arkadaşı terzi İsmet’in yanında çıraklığa başlar. Çıraklığı İsmet ustasının ölümüne kadar geçerlilik görür. 22 yaşında askerden geldikten sonra ustası İsmet ölünce zorunlu usta terzi olur köyde. Köy halkı her yerde ki gibi köy halkı işte… Eziği, yoksulu yetimi öksüzü hep benimser ya; işte bizim Sefer’i de öyle benimserler. Nede olsa köy ahalisinden Şehmuz’un tek çocuğudur. Sefer her gün rüyasında genç ve güzel kızlarla birlikte masmavi denizi ve denizin üzerinde lüx bir teknede görür kendisini!.. Maviliklerle yeşilliklerin bir arada olduğu huzurun paçalardan aktığı bir doğada. Ama nereden bilsin bizim Sefer oranın Bodrum olduğunu! Hayat ya günlerden bir gün gazetedeki bir ilanda görür oranın Bodrum olduğunu. Buldummmmm! Buldum diye dolanır köy meydanında. Havalara uçar adeta. Ama gidecek ne parası vardır! Nede yer bilir Sefer! Köyden sadece askerlik için çıkmış hayatı boyunca garibim. Esat ve Hüseyin başta olmak üzere tüm köylü bizim Sefer’e yardımcı olur ve Sefer Bodrum’a hayallerini süsleyen tatile gider. Sefer Bodrum’a gider gitmesine ama; telefonda konuştuğu ve tek tek sorduğu sorulara verilen “Her şey dahil” kavramını tüm Bodrum için geçerli olduğunu zanneder. Bunun üzerine gittiği her şey dahil konseptinde; Bodrum esnafına sinir harbi yaratır Sefer. Nede olsa her şey dahildir onun için. Bizim Sefer hayatında görmediği ve ilk defa gittiği Bodrum’dan sakarlıklarıyla birlikte tüm Türkiye’nin ve dünya basının baş sayfalarında haber olarak köyüne geri döner.